Merhabalar,
Çaka bey kimdir?
- İzmir'i, Sakız'ı ve Midilli'yi ilk fetheden Türk
- İlk Türk denizcisi ve Amirali
Çeşme'ye gelenler bilir, Alaçatı'dan Çeşme merkeze doğru giderken yolun sol kısmında tepe üzerinde beyaz, yalın, çağdaş bir heykel görürler. Denizdeki dalgaları sembolize eden bu heykelin ortasında, İzmir, Sakız ve Midilli fatihi ilk Türk amirali Çaka Bey'in büstü vardır. Bu bölge Çaka Bey'in mezarı olarak kabul edilir. Gece bem beyaz parlayan bu tepe benim için sadece Çeşme değil İzmir'in de en önemli noktalarından birisidir.
Tepedeki Heykel |
Çaka Bey'in kurduğu İzmir Türk Devleti (Batılı kaynaklara göre) yada Çaka Beyliği (Türk kaynaklarına göre) ne yazık ki kısa soluklu bir devlet olmuştur (1081-1097). 16 sene boyunca Ege Denizi’nde hâkimiyetini kurmayı başarmış, Türk tarihimize Barbaros Hayrettin Paşa'dan 4 dört asır önce Birinci ve İkinci deniz zaferlerimizi kazandırmıştır.
Çaka Bey'in yaşam öyküsüne ise Bizans ve Selçuklu kaynaklarından ulaşmak mümkün. Kısaca bu hüzünle biten hayata bakalım:
İzmirli Rumların Tzachas ismini verdiği, Bizans imparatorunun Protonolilismus ünvanını verdiği Oğuzların Çavuldur boyundan olan Çaka Bey, Anadolu’nun fethi sırasında, Danişmend Gazi’nin kumandanlarından akıncı bir beydi, sayısız çatışmalardan sonra en fazla Malatya dolaylarında başarılı mücadeleler gösterip ismini duyurmaya başlamıştı.
Ne yazık ki İzmir'e yönelttiği akınlardan birisinde Bizans Kumandanı Aleksandros’a esir düştü ve "bey" olduğu için politik sebeplerden dolayı İstanbul’a tutsak olarak götürüldü. Yunanca öğrendi. Burada geçirdiği zaman da imparatorun dikkatini çekti ve saraya alındı. Yıllar içerisinde faydalı icraatlarından dolayı Protonolilismus (soyluluk unvanı) ile bazı imtiyazlar da elde etti.
Ayrıca Bizans’ın tarihini, güçlü ve zayıf taraflarını öğrenmiş oldu.
Çaka Bey’in İstanbul maceralarını ona gönlünü kaptıran Bizans İmparatoru Aleksi Komnen’in kızı Anna’nın yazdığı bir eserden öğrenmekteyiz.
"Çaka Bey, Anadolu’ya akın eden gazilerin en genci idi. O da silah arkadaşları gibi nam kazanmak üzere akınlara karışmış; önce Kastamonu ve Bolu taraflarında savaştıktan sonra İzmir taraflarına gitmişti. Bu havalideki savaşlarda gösterdiği cesaret dolayısıyla şan almıştı.
Bizans İmparatoru, İzmir’den Türkleri atmak üzere bu bölgeye bir kuvvet göndermişti. meşhur Bizans komutanlarından Kabalika Alexander Türklerle muharebe ederken eline yiğit bir delikanlı esir düştü.
Bu ele avuca sığmayan delikanlı, komutanın dikkatini çekti. Bu genç çok yakışıklı ve pek de sevimli idi. Adı Çaka idi. Bizanslıların yaptığı araştırma sonunda onun Türkmen Beylerine mensup olduğu anlaşıldı. Bizans komutanı zaferinin bir nişanesi olmak üzere Çaka’yı o zaman İmparator bulunan Nikaforos’a gönderdi. Çaka Bey, Türkmen kıyafetiyle Bizans sarayına getirildi. İmparator, gence:
Adın ne ?
Dediği zaman, O, vakur ve yiğit bir tavırla:
Çaka! Dedi.
Çaka’nın erkek tavırları İmparatorun çok hoşuna gitti. Gülümseyerek:
Bu sarayda senin unvanın “Protonolilismus” olsun! diye iltifatta bulundu. Çaka, diğer esirler gibi ağır işlerde kullanılmayıp, sarayda alıkonulmasından memnun olmuştu. Burada Homeros’un İlyada adlı meşhur eserini okuyacak kadar Yunanca öğrendi."
"Çaka Bey, Anadolu’ya akın eden gazilerin en genci idi. O da silah arkadaşları gibi nam kazanmak üzere akınlara karışmış; önce Kastamonu ve Bolu taraflarında savaştıktan sonra İzmir taraflarına gitmişti. Bu havalideki savaşlarda gösterdiği cesaret dolayısıyla şan almıştı.
Bizans İmparatoru, İzmir’den Türkleri atmak üzere bu bölgeye bir kuvvet göndermişti. meşhur Bizans komutanlarından Kabalika Alexander Türklerle muharebe ederken eline yiğit bir delikanlı esir düştü.
Bu ele avuca sığmayan delikanlı, komutanın dikkatini çekti. Bu genç çok yakışıklı ve pek de sevimli idi. Adı Çaka idi. Bizanslıların yaptığı araştırma sonunda onun Türkmen Beylerine mensup olduğu anlaşıldı. Bizans komutanı zaferinin bir nişanesi olmak üzere Çaka’yı o zaman İmparator bulunan Nikaforos’a gönderdi. Çaka Bey, Türkmen kıyafetiyle Bizans sarayına getirildi. İmparator, gence:
Adın ne ?
Dediği zaman, O, vakur ve yiğit bir tavırla:
Çaka! Dedi.
Çaka’nın erkek tavırları İmparatorun çok hoşuna gitti. Gülümseyerek:
Bu sarayda senin unvanın “Protonolilismus” olsun! diye iltifatta bulundu. Çaka, diğer esirler gibi ağır işlerde kullanılmayıp, sarayda alıkonulmasından memnun olmuştu. Burada Homeros’un İlyada adlı meşhur eserini okuyacak kadar Yunanca öğrendi."
Asil bir soydan gelen Çaka, Bizans sarayında bir şehzade muamelesi görmekte idi. 1081 yılında Bizans tahtına I. Aleksios Komnenos'un geçti ve yeni imparator, Çaka’dan hoşlanmamıştı. Onu sarayda kazandığı bütün imtiyazlardan mahrum etti. Saraydan da çıkardı.
Bir fırsatını bularak İstanbul’dan İzmir’e kaçman Çaka Bey, İzmir’e gelir gelmez, Türkmen oymaklarından birçok yiğidi başına topladı. Bu kuvvetlerle İzmir şehrine taarruz ederek burayı Rumların elinden almaya muvaffak oldu. Bu suretle İzmir’in ilk fatihi Türkmen beylerinden Çaka Bey olmuştur.
Çaka Bey fethettiği İzmir şehrinde bağımsız bir İzmir Türk Devleti kurarak kendi hükümdarlığını ilan etti. O tarihlerde Efes şehrini de yine Türkmen Beylerinden olan Tanrıvermiş Bey zaptetmişti.
Çaka Bey, Güney sınırı güvence altına aldığı için gözünü kuzeye hatta "Constantinapol" yani İstanbul'a çevirmişti.
Sahip olduğu ünvan ve onu saraydan kovan Aleksios'a olan şahsi kini ile Balkanlar'daki Peçenekleri organize etmeye başladı aynı zaman da, Bizans Ordusu içerisinde kendisine yakın olan Generaller ile iletişim halindeydi.
Bu durum hakkında istihbarat edinen Aleksios, Balkanlara gönderdiği ordu ile 80.000 Peçenek Türk'ünü katlederek Kuzey Batı'dan gelebilecek olan bir tehlikeyi daha oluşmadan bertaraf etti. Bizans tarihçilerinin önemli İmparatorlar arasında Aleksios'u saymamasının veya gözardı etmelerinin bir sebebi yaptığı bu ve benzeri katliamlar olmuştur denilebilir. Halbuki Aleksios Bizans'ın son savaşçı İmparatorudur diyebiliriz. 14 yaşından beri savaş meydanlarında hem Türklere hem Normanlara hem de isyancı Kıbrıs ve Girit generallerine karşı savaşan bu Bizans imparatoru, sert mizacı ile Bizans tarihinde yerini almıştır.
Balkanlardan gelişen Peçenek katliamı esnasında yardıma gidemeyen Çaka bey çok üzülmüş ve bir süre için kendi krallığına odaklandı. Bu süreçte Çaka Bey, İzmir’de evlendi. Bir müddet sonra bir kız çocuğu dünyaya geldi. Çaka Bey’in, Yalvaç adında bir erkek kardeşi vardı
Çaka Bey, Balkan katliamından kendisine bir ders çıkartarak daha önce hiç bir Türk'ün yapmadığı bir işe kalkıştı. Bir donanma kurmak. İzmir limanındaki tersanelerdeki Rum ustalar vasıtasıyla bir kaç sene içerisinde ilk Türk donanmasını meydana getirmeye muvaffak oldu.
Çaka Bey, Balkan katliamından kendisine bir ders çıkartarak daha önce hiç bir Türk'ün yapmadığı bir işe kalkıştı. Bir donanma kurmak. İzmir limanındaki tersanelerdeki Rum ustalar vasıtasıyla bir kaç sene içerisinde ilk Türk donanmasını meydana getirmeye muvaffak oldu.
Donanmanın oluşturulduğu 1081 yılı, aynı zamanda Türk Deniz Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir.
Göztepe'de yer alan Ege Denizi Fetheden, Deniz Atı üzerindeki Türkleri Sembolize eden Heykel |
Çaka Bey’in donanması üstü kapalı kırk gemiden oluşmaktaydı. İlk defa Foça şehrini fetheden Çaka Bey ve denizcileri, buradan sonra Midilli adası önüne geldi. Midilli Valisi Alpos’a, adanın teslimi için haber gönderdi ancak Vali bu beklenmedik şekilde ortaya çıkan ilk Türk donanmasından korkarak bir gemi ile İstanbul’a kaçtı. Çaka Bey'in kurduğu devletin askerleri Midilli Adasına girerek şehrin kalelerine bayraklarını çektiler. Ne yazık ki bu bayrağın şekli ve renklerine ulaşamadım.
Çaka Bey Midilli’yi fethettikten sonra Sakız Adasını da ele geçirdi. Çaka Bey’in adaları birer birer zaptetmesi üzerine Bizans İmparatoru Aleksios , iki kumandan idaresinde bir Bizans donanmasını Akdeniz’e gönderdi. Çaka Bey’in kaptanlık yaptığı donanma, Bizans gemileriyle harbe tutuşarak birçoğunu batırdı, geri kalanlar ise İstanbul'a geri kaçtı.
Türklerin, Akdeniz’de Bizanslılara karşı ilk zaferi olan bu olay tarihe ''Koyun Adaları Deniz Savaşı'' olarak geçti. Bu zaferden sonra önü açılan Çaka Bey, İzmir'den Çanakkale'ye kadar olan bütün adaları tek tek almaya ve Trakya'nın Ege kıyısına seferler yapmaya başladı.
İzmir Türk Devleti (Batılı kaynaklara göre) yada Çaka Beyliği (Türk kaynaklarına göre) ne yazık ki kısa soluklu bir devlet olmuştur (1081-1097) |
Çaka Bey’in bu ilerlemesi karşısında onu denizde alt etmeyi ve Sakız'ı geri almaya niyetlenen Aleksios, bu defa meşhur kaptanlarından Konstantin'i göndererek daha önce Constantinapolis'den kovduğu Tzachas'ı yani Çaka'yı Sakız'dan da kovmaya niyetliydi.
Donanma gemilerine sadece Bizans denizci ve askerlerini değil, 500 Flandr’lı (Fransa Belçika yöresinden gelen paralı asker) şövalye bindirdi. Bizans donanması bir mukavemet ile karşılaşmadan Sakız limanına yanaşarak şovalyeleri karaya çıkardı, kaleyi kuşattı ve kalenin düşmesini beklemeye başladı. Sakız'da konuşlanmış olan Çaka Bey'in askerleri ise kuşatmaya direnmeye devam ettiler.
Çaka Bey, İzmir’de gelişmeleri duyar duymaz, daha da güçlendirilmiş donanmasıyla Sakız Adasına Çeşme tarafından yanaştı. Gemilerini Sakız limanı karşısında birbirine zincirlerle bağlayarak hilal şeklinde vaziyet alıp senkronize bir şekilde Bizans donanması etrafını sarmaya başladı. Aleksios'un çok güvendiği meşhur kaptanı Konstantin, bilmediği bu düzen karşısında karşı bir düzen oluşturamadı ve Çaka'nın donanması yanaşık nizamda Bizans gemilerine yaklaşınca düşmanı bir ok yağmuruna tuttular. Bu durum karşısında Konstantin, adada yer alan şovalyelerin Çaka'nın işini bitireceğine güvenip Sakız adasının Batı kıyısına gemilerini çekti.
Çaka Bey Sakız limanına nazır duran kale önüne çıkartma yaptığında karşısına atlı ve zırhlı şövalyeler uzun mızraklarıyla çıktı. Çaka, Türkmenlerin çoğunluğundan oluşan ve ok kullanma konusunda uzman olan askerlerini üç seviye üç sıra şeklinde dizerek bu şövalyelerin atlarına ok atarak teker teker vurmaya başladılar. Yaya kalan ve ağız zırhlar içerisinde yavaş hareket edebilen Flandr’lı paralı şovalyeler, hafif zırhlı, zırhsız ama çevik ve hızlı Türkmen askerleri tarafından kısa sürede Sakız'da imha edilmiş ve Çaka Bey, Sakız Harbinden de muzaffer olarak çıkmıştı.
Çaka Bey Sakız limanına nazır duran kale önüne çıkartma yaptığında karşısına atlı ve zırhlı şövalyeler uzun mızraklarıyla çıktı. Çaka, Türkmenlerin çoğunluğundan oluşan ve ok kullanma konusunda uzman olan askerlerini üç seviye üç sıra şeklinde dizerek bu şövalyelerin atlarına ok atarak teker teker vurmaya başladılar. Yaya kalan ve ağız zırhlar içerisinde yavaş hareket edebilen Flandr’lı paralı şovalyeler, hafif zırhlı, zırhsız ama çevik ve hızlı Türkmen askerleri tarafından kısa sürede Sakız'da imha edilmiş ve Çaka Bey, Sakız Harbinden de muzaffer olarak çıkmıştı.
Caka Bey adına bastırılan para |
Çaka Bey, bu zaferleri kazandıktan sonra tarihte bir çok komutanın yapmış olduğu ve yapacağı en klasik hatayı yaptı, hırsına yenilip, Aleksios'u İstanbul'da yok etmek için harekete geçti.
Planı Çanakkale Boğazını geçerek Trakya’yı elde etmek. Balkanlarda yaşayan ve Aleksios ile hesabı olan Peçenek ve Hıristiyan Oğuzlardan bir ordu vücuda getirmek ve en sonunda İstanbul’u ele geçirmekti.
Planı Çanakkale Boğazını geçerek Trakya’yı elde etmek. Balkanlarda yaşayan ve Aleksios ile hesabı olan Peçenek ve Hıristiyan Oğuzlardan bir ordu vücuda getirmek ve en sonunda İstanbul’u ele geçirmekti.
Güney sınırında yer alan Efes kentindeki Türkmen beyi ile arası ile olan Çaka Bey 1092 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıçaslan’la dostluk kurmak istedi. İznik kentini başkent yapmış olan I. Kılıçaslan, Çaka Bey'in kız kardeşi ile evlenmiş ve akraba olmuşlardı.
Çaka Bey, Çanakkale havzasını ardından Edremit'i kısmen ele geçirdi. Bu esnada Balkanlardaki Peçenekler ile sıkı iletişim halinde iken Aleksios karşı hamlesini yaptı. Kılıçaslan’la bir anlaşma yaparak Selçukluların, Çaka Bey’in Marmara’ya doğru ilerlemesine mani olacaklardı.
Aleksios, Bizans için daha büyük tehlike olan Selçuklular'a imtiyazlar vererek, kişisel husumeti olan Çaka Bey'i hedef alması belki de Bizans'ın uzun vadede yok olmasının kapısını da aralamış oldu.
Çaka Bey, Çanakkale'de Abidos kuşatması sırasında hiç beklemediği bir anda Bizans donanması tarafından denizden, Selçuklu ordusu tarafından ise karadan ablukaya alındı.
İki ordu arasında sıkışan ve bu ittifaktan haberi olmayan Çaka Bey akrabası olan I. Kılıç Arslan'ın yanına yardım talebi ve durumu açıklığa kavuşturmak için gitti. Kılıç Arslan, daha önce Çaka Bey'in kız kardeşiyle evlenmiş olmasına rağmen akrabası Çaka'yı kılıcını çekerek şahsen katletti.
Bu haberin duyurulması ile dağılmaya başlayan Çaka'nın ordusu ise Bizans ve Selçuklu ordusu tarafından Abidos önünde yok edildi.
Bu haberin duyurulması ile dağılmaya başlayan Çaka'nın ordusu ise Bizans ve Selçuklu ordusu tarafından Abidos önünde yok edildi.
Ege bölgesinin ilk fatihlerinden olan Çaka Bey, böyle bir hilenin kurbanı olup öldüğü sırada tarih 1097 idi. Böylece, İzmir Türk Devleti kuruluşundan sadece 16 yıl sonra yıkılmış oldu.
Can Külahcıoğlu